10 Şubat 2011 Perşembe

"Aile" candır! =)

   Arada bozuluyor insanın siniri ufak tefek şeylere ama olsun,geçiyor hemen.Bazı insanlara inanamıyorum gerçekten. Bir şey söylediğiniz zaman cevap vermeyen,haklı olduğunu düşündüğünde “kendince” taviz vermemek için saçma sapan davranan,bencil,kendini olgun sanan insanlar var… Anlamıyorum ki, biriyle konuşmak bize ne kaybettirir ya da baş çevirmek ne kazandırır?
 
   Sonra da düşünüyorum,bazı insanlar da var ki… 

   Valizinin kaybolması gibi ufak problemler ve kişisel sorunlarına aynı ilgiyle yaklaşan, anlamlı ya da anlamsız ne söylersen dinleyen,seninle gülen,güldüren,sen iyi ol diye elinden geleni yapan,her konuda yardımcı olmaya çalışan,seninle hayatını paylaşan,varlığıyla bile mutlu edebilen,anlatması çok zor olan…

   Sonra seninle ailesini paylaşan…Ablasını,odasını,arkadaşlığını esirgemeyen,kardeşinden ayırmayan ve bunu her sürekli hissettiren,kardeşten öte olan… Bir mezarlığa baktığında bile gülmeni sağlayan,her şeyden bir keyifli yön çıkaran,birlikte büyüdüğün,gelecek için birlikte planlar yaptığın,düşündüğünde bile keyfini yerine getiren,anlayan…

   Ve sonra sana inanmayı öğreten,başarabileceğini gösteren,bir gün bile yüzünü ekşitmeyen,evini,yemeğini,hayallerini paylaşan,moralin bozukken “Naomi”yi hatırlatan,kardeş olan,yine birlikte büyüdüğün,her şeyi,herkesi sevdiren,her planına seni de dahil eden...

   Kısacası bana “aile” olan insanlar…

   Bundan sonra kimse için sıkmayacağım canımı. Çünkü hayatımda bu kadar değerli, her zaman yanımda olan insanlar varken, bana bu kadar değer verilirken,ve bu insanlar da benim için aynı derecede önemliyken, böyle şeyleri düşünmek ve canımı sıkmak anlamsız. 

   Ailem, ve “İstanbul’daki ailem”…

   İyi ki varsınız…